Bedri Rahmi Eyüboğlu

Bedri Rahmi Eyüboğlu ve daha sonra Eren Eyüboğlu ismini alacak olan Ernestine Leibovici, 1932 yılında Paris’te André Lhote’un atölyesinde tanışmış, 1936’da evlenerek İstanbul’un yanı sıra, döneme damgasını vuran “Yurt Gezileri” kapsamında Türkiye’nin Edirne, Bursa, Çorum gibi şehirlerinde yaşamış ve üretmişlerdir.

İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademi’sinde hoca olan Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Eren’le birlikte kullandığı atölyesinin öğrencilerine ve dostlarına da her zaman açık olduğu bilinmektedir. Sanatçıların İstanbul’daki atölyeleri arasında Narmanlı Han önemli bir yerde durmaktadır. Bedri ve Eren burada hem kendi sergilerini  açmış, hem de öğrencileriyle birlikte yazma ve yılbaşı kartları sergileri de gerçekleştirmişlerdir.

Kalamış’taki Eyüboğlu evi ise, 1958 yılında mimar Turgut Cansever tarafından tasarlanmış, bu tarihten itibaren her iki sanatçı da ölene kadar bu atölye-evde yaşamış ve üretmiştir.

Aynı zamanda şair de olan Bedri Rahmi’nin atölyesinin girişinde öğrenciler için uyarı niteliğinde bir “sanatçı yemini” asılıdır:

 “Bugüne kadar resim sanatı alanında
Yapılagelmiş olanları inceleyeceğime
Kendimi bütün dünyaya kabul ettirmişler arasında beni en çok saranları
Ayırarak,  Onlara kendi aramalarımı ve denemelerimi katacağıma
Alışılagelmiş, basmakalıp, hazırlop,
Klişeleşmiş, çiğnene çiğnene tadı tuzu kalmamış
Hiçbir şeyi tekrarlamayacağıma
Elimden çıkan her çizgiye, her lekeye, her renge,
her beneğe
Kendi aklımı, kendi tecrübemi, kendi tasamı, kendi ömrümü, yüreğimi basacağıma
Aldığım nefes, içtiğim su, bastığım toprak
Gözüm, kulağım, burnum,
Elim, belim, dilim, derim üstüne
Yemin ederim
Yemini bozduğum gün
Buradan giderim.”