Aliye Berger

Türkiye’nin ilk gravür sanatçılarından biri olan Aliye Berger’in (1903-1974) Narmanlı Han’ın üst katındaki balkonlu atölye-evi, 1950’lerden itibaren Cihat Burak, Orhan Peker, Ayla Erduran gibi sanatçı, yazar, müzisyen dostları için bir toplanma yeridir. Atölye-evin konforsuz koşullarına rağmen, Aliye 1947’de yitirdiği sevgilisi Karl Berger’den yadigâr atölyede 1950’lerin başından 1967 yılında handa çıkan yangına kadar hem yaşamış hem de çalışmıştır.

1831’de mimar Giovanni Fosati’nin planına göre inşa edilen Narmanlı, 19. yüzyılda imparatorluğun Rus Büyükelçiliği ve hapishane olarak kullanılmıştır. 1933’te binayı satın alan Avni ve Sıtkı Narmanlı kardeşler odalarını yayınevlerine, sanatçılara ve yazarlara kiralayınca burası bir buluşma yeri hâline gelir. Hatta İstanbul’da sergileme mekânlarının çok kısıtlı olduğu zamanlarda, d Grubu ilk sergisini 1933’te Narmanlı’nın altındaki şapkacıda açmıştır.

Narmanlı, Aliye Berger, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi sanatçı ve yazarlara ev sahipliği yapar. Tünel’den geçen dostları, Aliye’nin atölye-evine uğrar, içki içer, gravürlerine bakar. Aliye evde olmadığında kapıya yazılan notlardan, sokak kapısı müsvedde defterine dönmüştür. (Nermidil Binark Erner, Mehmet Şakir Paşa Köşkü Ahmet Bey ve Şakirler, s. 170) 1950’lerde ve 1960’larda Aliye Berger’in atölye-evinde verdiği partiler pek meşhurdur; öyle ki resim ve edebiyat atölyesini de içeren Narmanlı Han, İstanbul’un Batılılaşma yolundaki tüm avangard sanatçılarının vazgeçilmez uğrak noktası olmakla kalmayıp, İstanbul sanat ortamı hakkında bilgi edinmek isteyen yabancı misafirler için de, zamanın İstanbul’unun “bohem” dünyasında neler olup bittiğini takip edebilecekleri adeta bir okuldur. (Clifford Endres, Edouard Roditi ve İsanbul Avangardı, s. 11) Gülriz Sururi, Beyoğlu’nu Beyoğlu ya­pan isimlerin başında mut­laka Aliye Berger’in gelmesi gerektiğini söyledikten sonra ekliyor: “Mutluyum onun evinde eliyle hazırladığı biberli sarı votkayı içtiğim için.” (Cumhuriyet, 3 Şubat 1991, s. 13)

1950’de Londra’dan İstanbul’a dönen Aliye Berger, gravürlerini gerçekleştirmek için bir süre Vatan Gazetesi’nde makine parçalarından bir baskı makinesi yaptırmıştır. Aliye, 1954 yılındaki “İş ve İstihsal” konulu resim yarışmasını Narmanlı Han’daki komşusu Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan öğrenmiş, yarışmaya bir hafta kala yaptığı ilk yağlıboya resmi “Güneşin Doğuşu” ile birincilik kazanarak akademide ve basında kopan büyük bir tartışmanın merkezindeki isim olmuştur.

Aliye, 1967’de Narmanlı Han’da çıkan yangında eserlerini ve atölyesini kaybederek Narmanlı’dan ayrılmak zorunda kalır. Zaten Narmanlı için de, bir dönem kapanmıştır.